Bugün;

 

www.egitimcilersitesi.8k.com


..::AOBP KİMİN İŞİNE YARIYOR*::..

 

 

 

Enver ŞAT

Bir ülkenin geleceği, yetiştirdiği gençlerin almış olduğu eğitime bağlıdır. “Bir milletin köle olması da, yükselmesi de almış olduğu eğitime bağlıdır.” Eğitimde kalite ve verimlilik çok önemlidir. Kalite eğitimin alt yapısının tam olmasına ve içeriğinin nitelikli olmasına bağlıdır. Fiziki koşullar uygun durumdaysa, eğitim araç-gereçleri, labratuvarlar, eğitimci sayısı yeterliyse birinci koşul yerine getirilmiştir. İkinci koşul ise verilen derslerin içeriği ve konularının doğru seçimidir. Gerekli bilgi ve becerilerin verildiği, çocukların düşünmeye, okumaya, yaratıcılıklarını geliştirmelerine yardımcı olan bir yöntemin uygulanması bunun içerisindedir. Bu koşulların yerine getirilmesi eğitimde kalitenin yükselmesini sağlar. Eğitimde verimlilik ise; çocukların kendilerini, yeteneklerini, ilgi alanlarını keşfetmeleri ve bu doğrultuda kendilerini geliştirmelerinin, eğitimlerini sürdürmelerinin sağlanmasıyla gerçekleşebilir.

Yetkililer AOBP (Ağırlıklandırılmış Ortaöğrenim Başarı Puanı ) uygulamasını, eğitime harcanan paraların boşa gitmemesi için yaptıklarını söylüyorlar. Bir de bu uygulamanın İmam hatip çıkışlıların kendi alanlarının dışında bir alanda (hukuk, tıp, mühendislik vs. gibi) eğitim almalarını önlemeye yönelik bir “önlem” gibi sunulmaktadır. Aslında alakası yok. Eğer öyle olsaydı, meslek lisesi makine bölümünden mezun olan bir öğrencinin makine mühendisi olmasının önü kesilmezdi. Lise fen kolundan mezun olan bir gencimiz makine mühendisliğini yazdığında AOBP 0,5 ile çarpılırken, Meslek Lisesi Makine Bölümü’nden mezun olan gencimizin AOBP'nı 0,2 ile çarpılmaktadır. Bunun hiçbir mantıklı açıklaması olamaz.

Diğer yandan, alan uygulamaları gelişi güzel yapılmaktadır. Öğrencilerin temel eğitimlerini aldıkları kendi ilgi alanlarını ve becerilerini keşfetmeleri, meslekleri tanımaları sağlanmak zorundadır. Yani MEB nın öğrenciye yeterli bir rehberlik hizmeti vermesi gerekmektedir. Oysa bu hizmet verilmemektedir. Bu hizmet verilse zaten AOBP uygulamasına bile gerek kalmadan çocuklarımız kendilerine uygun alanı doğru seçmiş olacaklarından, yüksek öğrenimlerini de, hiçbir zorlamaya gerek kalmadan, o alanda sürdüreceklerdir. Şimdi bu hizmet verilmeden, has bel kader her hangi bir bölümü veya alanı bitiren çocuğu, ilgi ve yeteneklerine uymayan bir dalda eğitime zorluyorsunuz. Bu hangi mantığa sığar! Bu mantık “F tipi” mantığından daha beter bir mantıktır.

AOBP uygulaması, uygulayıcıların kendi kendileriyle çeliştiği bir uygulamadır. Eğitimin başındakilerin vermedikleri hizmetlerin açığını kapatmak için ortaya çıkardıkları daha büyük bir sorun olarak karşımızda durmaktadır AOBP. Bu sistem uygulamaya konduğu zaman bu köşede gençleri ve velileri uyarmıştık. Bu sistemin sonuçlarının nelere mal olacağının “ileride çok daha iyi anlaşılacağını” belirtmiştik. Gelinen noktada artık çoğunluğun bunun farkına vardığı görülüyor. Özel kolejlerde ve ayrıcalıklı devlet okullarında okuyamayan milyonlarca çocuğumuzun ortak sorunudur bu sorun. Bu sorun; asker, sivil, işçi, esnaf, öğretmen, polis, çiftçi , kısaca çocuklarını özel kolejlerde ve ayrıcalıklı devlet okullarında okutamayan herkesin sorunudur. Soruna bu açıdan bakarak herkesin bir araya gelmesi sağlanmak zorundadır. Sorun İmam Hatip Liseleriyse, ihtiyaç fazlası okulları, ihtiyaç duyulan okullara çevirmek devleti yönetenlerin elinde olan bir yetkidir. Bu tür gerekçeler uydurma gerekçelerdir. AOBP ye karşı bir milyon değil, onlarca milyon imza toplamak mümkündür.

e-posta: enversat@hotmail.com

*KAYNAK: Yeni EVRENSEL/12 Aralık 2000